Bence şimdiye dek egemen anlayış, bireyi kitle içinde eriten, onu kitlenin yanı çoğunluğun, baskın gücün kararlarına boyun eğmeye zorlayan mekanizmadır. Yani birey ile kitle arasındaki ilişkide, kitle yani toplum her zaman yutucu olmuştur. Öncelikle bireyi toplumun içinde eritmeyecek, tam tersine kendi özgün kişiliği ve nitelikleriyle dahil olduğu toplumu zenginleştirecek bir öğe olarak ele almak gerekmektedir bence. Ayrıca insanlar kendileri gibi düşünen insanlarla bir kitle halinde olduklarında, değişim ve gelişim yapmaları daha da zorlaşır. Çünkü kitle, bireyin üzerinde bir iktidardır. Bireyin düşüncelerini düzenler ve onu hizaya dizer, disipline eder. Farklı düşünceler dile getirenler ise, kitle içerisinde çok hoş bir gözle görülmezler.
Sonuç olarak “ben” ve “biz” ya da diğerleri arasında diyalektik bir ilişki vardır özgür toplumda. Ben, biz’in içinde çoğalır. Ama biz, ben’i eritmez aksine onu kendi özgün kişiliğiyle, zenginliğiyle tanır. Böylece her birey kendi özgünlüğünü koruyarak, topluma gönüllü bir biçimde katılır.
Özgür Toplumun Mayası Özgür Bireylerdir…
Erol Anar
Benlik kavramı, birey ve toplum üzerine