Geçmişe baktığımızda, bazen pişmanlıklarımızı görürüz. Bazı anlarda, davranmamız gerektiği gibi davranmadığımıza, neden öyle dili tutulmuş gibi kaldığımıza yanarız. Birisi bize iğneleyici, aşağılayıcı bir şey söylemiştir;
Category: İkili ilişkiler
Kırılgan İlişkilere Dair Notlar
Birbirleriyle ilgilenmektense sosyal medya sokaklarında kaybolmayı tercih etmektedir çoğu insan. Bu da zaten var olan yabancılaşmayı derinleştirmektedir.
Boş Laflar, Boş Sohbetler, Boş İnsanlar ve Boş Hayatlar
Benim gerçekte ne olduğumun bir önemi yok, sanal dünyada istediğim gibi görünebilirim. İşte çağın gerçeği budur. Birey artık kendisi olma derdinde değildir. Birey artık nasıl görüldüğünün derdindedir o. İçinde ne olduğunun önemi yok bu çağda, dışında ne olduğunun, nerede olduğunun, ne yaptığının görülüp görülmediğinin önemli vardır birey için. Kaç kişinin ondan hoşlandığı değil de, sosyal medyadaki paylaşımından kaç kişinin hoşlandığıdır önemli olan artık birey için.
İnsan İlişkileri Yoruyor Postmodern Çağda
Oysa ikili ilişkilerimiz, birbirinden yararlanmak üzerine, diğerini kullanmak üzerine kurulursa uzun soluklu olamaz. Çünkü bu niyetimiz sonunda ortaya çıkar. Birisinin arkadaşımız olduğunu düşünüyoruz ama sadece ihtiyaç duyduğumuzda arıyoruz, kendimizin ihtiyacı olduğunda. O konuşmak istediğinde ise zaman yaratamıyoruz bir türlü buna. Konuşmamız, sohbetimiz ise sadece kendi içimizi dökme oluyor, karşı tarafın ne yaşadığı, ne düşündüğü neler yaptığı hiç önemli olmuyor.
İki Kişi Arasında Kalırsanız, Üçüncüyü Seçin!
Bazı insanlarla yolumuz kesişir bir süreliğine; bir gün, bir ay, bir yıllığına. Sanki hiç ayrılmayacakmışız gibi düşünürüz. Bu süre içinde o kişiyle yoğun bir paylaşım içine gireriz, ilişkimiz sanki hiç bitmeyecekmiş gibi gelir bize. Ama belli bir süre geçtiğinde, ilişki de otomatik olarak biter.
İnsan Boğuluyor Her şeyde ve Kendinde…
Bizi en çok hayal kırıklığına uğratanlar insanlardır genellikle. Belki biz de bazı durumlarda başakalarını hayal kırıklığına uğratmışızdır. Ancak Dostoyevski’nin o dönem için dediği, “Sevebileceğim bir insan verin bana! ” sözü, günümüzde ve belki de yakın gelecekte şuna dönüşebilir: “bir insan gösterin bana.” Artık sevemeyeceğim bile bir insan göremeyebilirim çevremde. İnsanlar o kadar yabancılaşmışlardır ki sistemin içinde, insanı ilişkiler birer metaya, birer şey’e dönüşerek anlamını yitirmiş, içi boşalmıştır.
Sana Mektuplar: “Başın Öne Eğilmesin”
Her şeye cevap vermeyi, herkese tek tek laf yetiştirmeyi bırakıp; iğnelemek, ima etmek, laf sokmak yerine söylemek istediğin bir şeyi dolaysız dürüstçe ifade etmeyi öğrendiğinde, işte o an olgunlaşma yoluna girer hayatın. Ve sadece dudaklarında belli belirsiz bir gülümseme ile bakarsın artık insanlara.
İlişkiler Toprakta Açılmış Kuyulara Benzer
Zeki bir insan öyle bir an gelir ki çok aptalca bir davranışta bulunabilir. Ya da çevresinde aptal olarak bilinen bir insan bazen hiç kimsenin göremeyeceği gerçekleri görebilecek kadar mantıklı davranabilir.
Her insanın bir düğmesi vardır, uygun zamanda o düğmeye basmayı bilirsen o insan bir anda içsel dünyasını sana açar.
Sen Üç Yanlış Bir Doğru Etmezsin!
Yanındaki insan ayağı takılıp yere düştüğünde, ilk tekmeyi atan da sensin.
“Ben böyle biri miyim?” dediğini duyar gibiyim. Bunu lütfen bana değil de, iş yerindeki, partideki, dernekteki, sendikadaki arkadaşlarına ya da bir zahmet kendi eşine ve çocuklarına sor. Onlar sana gerçekte kim olduğunu söyleyeceklerdir. O kadar küçülüyorsun ki zaman zaman, mikroskobun altına koysalar seni, eminim görünmezsin.