Sekterlik hangi siyasi kampta olursa olsun, insanlığın kurtuluşu önündeki bir engeldir. Sağcı versiyon ne yazık ki her zaman doğal karşıtına, yani devrimcinin radikalleşmesine yol açmaz. Devrimcilerin sağın sekterliğine karşılık verirken sekterliğe düşerek gericileşmesi hiç de ender değildir. Bununla birlikte bu olasılık, radikalin, seçkinlerin uslu bir piyonu haline gelmesine yol açmamalıdır.
Year: 2019
Lenin’in Yakın Görüntüsü – Angelica Balabanov
Bolşevik hükümetlerce özgürlükler ihlal ederek Rus halkının masum olduğuna inandığı insanlar ve bağımsız düşünürler hapishanelere doldurulurken, Çarlık rejimi altında bağımsızlıklarına getirilen sınırlamalara karşı ödünsüz mücadele edenlerin tepkisiz kalması karşısında, hiçbir şeyin değişmediğine, her şeyin eskisi gibi kaldığına ve hatta daha da kötüye gittiğine dair düşünceler oluştu (bu, daha sonra kesin bir gerçek olacaktı).
Charles Bukowski: “Ya Bir Kalıp Bulurdun Kendine, Ya da Açlıktan Ölürdün”
Herkes sisteme uyup içine girebileceği bir kalıp bulmak zorundaydı. Doktor, avukat, asker – ne olduğu mühim değildi. Kalıbını bulduktan sonra ileri doğru gitmeye çalışıyordun. Sussex de herhangi biri kadar çaresizdi. Ya bir kalıp bulurdun kendine, ya da açlıktan ölürdün.
Antitez – Adorno
Tek sorumlu davranış biçimi şu olabilir: Kendi bireysel varoluşumuzu bir ideolojiye dönüştürmekten kaçınmak ve özel yaşamımızı da en alçakgönüllü, en iddiasız ve en gürültüsüz biçimde sürdürmek
Dijital diktatörlük – Yuval Noah Harari
Diktatör, vatandaşlara sağlık hizmeti ya da eşitlik getirmese de muhalifleri değil de kendisini sevmelerini sağlayabilecek. Şu anki haliyle demokrasi, biyoteknoloji ve bilişim teknolojilerinin iç içe geçmesini kaldıramayabilir. Ya demokrasi kendini bütünüyle yeni baştan şekillendirecek ya da insanlar “dijital diktatörlük” altında yaşamaya başlayacak.
Felsefe Nedir – Bertrand Russell
Gerçekte iki türlü kullanımı var felsefenin. Birincisi, bilimsel bilgilerimize mal edemediğimiz konularda kurguyu sürdürmek; çünkü bilim, insanlığı ilgilendiren —ya da ilgilendirmesi gereken— konuların sadece pek küçük bölümüdür. Bilimin, hiç olmazsa şimdilik, bizi pek aydınlatamadığı daha pek çok ilginç nokta var; zaten bilinen bir şeyin dolayında hayaller kurmaya kalkmak bence yazıktır. Evren üstüne kafa yormak, varsayımlarla sınırlarını daraltmak, işte felsefenin uygulanabileceği alanlardan biri.
Bizans Sefirlerinin Bağdat Ziyaretleri
Rüzgâr estikçe ağacın dalları sallanıyor, kuşlar ıslık çalıp, ötüyorlardı. 22 köşkü gördükten sonra en nihayetinde sefirler, Halife Muktedir ve beş oğlunun huzuruna alındılar. Halife altın işlemeli ipek bir kıyafet giymekte ve abanoz bir tahta oturmaktaydı.
İçimizdeki Varoluş Boşluğu
Bazen öyle bir kenara çöker düşünürsün. Her şey anlamsızdır, yeni fark etmiş gibisindir sanki bu gerçeği ama. Kendini tanıyamazsın. Geçmiş anlamsız gelir birden sana, şu an ve gelecek de. İçi boştur yaptığın her şeyin. Sanki bir rüyada gibisindir. O an, bir anlığına uyanmışsındır. Yeniden uyuyup her şeyi unutmak istersin. Ama bir kez uyandın mı bu uykudan, bir daha asla uyuyamazsın.
Evreni Düşünmek – Stephen Hawking, Leonard Milodinow
bize en yakın yıldız olan Proksima Erboğa (Alpha Centauri C olarak da biliniyor) gezegenimizden dört ışık yılı uzaklıkta. Bu öylesine büyük bir uzaklık ki, tasarlanmış en hızlı uzay gemisiyle bile oraya ulaşmak yaklaşık on bin yıl sürer.
Gömütlükte (mezarlıkta) – Anton Çehov
Tiyatro oyuncusunun payına acıdan başka ne düşer ki zaten? Gençliğimi, sağlığımı, insana benzer yönlerimi hep bu yüzden yitirdim. Cebimde metelik yok, kunduramın ökçesi çarpılmış, leke içindeki pantolonum liyme liyme, suratım köpek kemirmiş gibi… Kafamın içi ise karmakarışık, belli bir düzeni yok. Bir zamanlar Tanrı’ya inanırdım, şimdi o da kalmadı. Oyunculuğa yeteneğim olsaydı bari! Ne gezer? Pisi pisine harcadık kendimizi… Saygıdeğer beyler, çok üşüyorum… Buyurun, hepimize yeter… istemez misiniz?