Bir Baskı Aracı ve Ideolojik Aygıt Olarak Devlet

Yine Bakunin ise bunu sahte anayasallığın parlamentarizm oyunu olarak niteler “Devlet ve Anarşi” adlı kitabında.
İnsan ne zaman özgürleşir, iktidar olma, birbirini yönetme ve egemenlik isteği sona erdiğinde, insan gerçekten özgür olma yoluna girecektir. İşte o zaman savaşlar, insanın insan üzerindeki tahakkümü ve çağdaş kölelik de sona erecektir.
İnsan ne zaman özgürleşir, iktidar olma, birbirini yönetme ve egemenlik isteği sona erdiğinde, insan gerçekten özgür olma yoluna girecektir. İşte o zaman savaşlar, insanın insan üzerindeki tahakkümü ve çağdaş kölelik de sona erecektir.

Devamını okuyunuz...

Herkesin içinde bir Dostoyevski vardır

Ne kadar güzel bir anlatım değil mi dostum? İnsan ruhunun derinliklerine doğru bir geziye götürüyor bizleri. Oysa insanlara burun kıvırmaktan, onları küçümsemekten, kendimizi üstün görmekten başka ne yapıyoruz söyler misin?
Hep insanları kategorize etmez miyiz: Eğitimliler, eğitimsizler ya da kültürlüler, kültürsüzler diye? Ne kadar saçmadır oysa, kültürsüz kim vardır ki bu yeryüzünde! Kültür, insanın doğaya karşı yarattığı her şey değil midir dostum? Eğitimsiz olarak gördüğümüz insanlardan öğrenecek bir şey yoktur bize göre, onları dinlemeye değmez bile. Eğitimlilerle ise kıyasıya bir sidik yarışına girer, kendimizi kanıtlamaya çalışırız.

Devamını okuyunuz...

Ben Kendi Cehennemime Odun Taşıyorum

Görünmez duvarlar örerler, bu insanlar önümüze. Bu nedenle, hayatımız boyunca istediklerimizi yapamaz, istemediklerimizi yaparız. Bir şey yapacağımızda önce düşünür, çevremizdeki insanların tepkisini ölçmeye çalışırız. Çevremiz istediği için evlenir, onlar istediği için çocuk yaparız. Böylece çoğunlukla yapacaklarımızı gerçekleştiremeyiz. Bu nedenle hayatımız bir pişmanlıklar manzumesidir. Böyle yaparak, aslında kendi cehennemimize odun taşırız.

Devamını okuyunuz...

“Hiçbir şey Gerçek Değilse, Her şeye İzin Verilmiştir”

Burada gerçek kavramı, toplumun hafızasında sanal gerçeklik ile yer değiştirmiştir. Daha doğrusu sisteme göre toplumun hafızası yoktur, tek tek bireylerin de… O hafızayı, sistemin kendisi oluşturur. Buna göre, gerçek olan tek şey sistemin kendisidir, bireyler bir vida işlevi bile görmezler bu anlayışa göre.
Sahi kendi gerçekliğimizi mi yaşıyoruz, yoksa simulakr bir dünyada mıyız?

Devamını okuyunuz...

Sıkışma

Bazen çok sıkışırız hayatın içinde, kendimizi çaresiz ve güçsüz hisseder, hayatımızın gerçekte sona erdiğini düşünmeye başlarız. Sıkışma insana, yalnızlık, depresyon, izolasyon ve yabancılaşma getirir. Bunların da etkisiyle, kişi kendisini olduğundan daha da fazla sıkışmış hisseder. Ters döndürülmüş bir böcek ya da kaplumbağa gibi kendi eksenimiz etrafında dönüş yaparız yeniden normal durumumuza dönmek için. Bunun için çok çaba gösterir ve yeniden “normal” durumumuza döneriz. Bir çeşit füksasyon’dur (saplanma) bu sanki. Bir bataklığa saplanmış gibi debelenir dururuz, bu durumdan kurtulmak için çok çaba göstermemiz gerekir.

Devamını okuyunuz...

1 8 9 10
erol anar
error: Content is protected !!