Siyasal iktidar birey üzerinde otorite kurmak için onun doğal psikolojisini de bozmak zorundadır. İtaat eden birey artık kendisi değildir, o olması istenilen kişidir otoriteye uyum sağlamış, biat etmiş ve kendi kişiliğinden ödün vermiştir. Siyasal iktidar ve kitleler arasında bu anlamda sürekli bir psikolojik savaş vardır. İktidar psikoloji tekniklerini kitleler üzerinde kullanır. Yeri geldiğinde duygusal kendini acındıran ama kitleyi birleştirici söylemleri kullanır, yeri geldiğinde çok güçlüymüş gibi kitleyi böler, esip gürler. Çoğunlukla da içeride esip gürler, dışarıda boyun eğer ya da uyumlu davranır.
Tag: Sosyal Psikoloji
Sosyal Psikoloji Nedir?
ABD’li psikoloji profesörleri Elliot Aronson Timothy D. Wilson Robin ve M. Akert tarafından kaleme alınan “Sosyal Psikoloji” başlıklı kitaptan söz etmek istiyorum. Normal kitap standartıyla yaklaşık 1600 sayfalık geniş kapsamlı bir kitap. Sosyal psikoloji zaten ABD’de gelişen ve sosyoloji ile kişilik psikolojisi arasında yer alıyor. Kitap ABD’de ders kitabı olarak da okutuluyor. Ama kitabın dili gayet akıcı, örneklerle canlı tutulmuş ve keyifle okunuyor.
“Psikolog Gordon Allport’a göre, sosyal psikoloji ‘insanların nasıl düşündüğünü, hissettiğini ve bireyin davranışlarının diğer insanların tavırlarından ne kadar etkilendiğini anlama ve açıklamayı amaçlayan bilimsel metotları kullanan bir disiplindir. (1985) Sosyal psikoloji büyük oranda sosyal konularla ilgilenir. Örnek olarak: grup davranışları, sosyal algı, liderlik, sözsüz davranışlar, saldırganlık ve önyargı. Sosyal psikoloji yalnızca sosyal etkileri incelemez. Sosyal algı ve iletişim, sosyal davranışı anlamak için hayati bir önem taşır.”
Öğrenme Eylemi: Hayatın Sürekli Öğrencisi Olmak
Öğrenmek için sorgulamak şarttır. Başta kendi düşünce ve inançlarımız olmak üzere her şeyi sorgulayabilmeliyiz. Her kitapta yazılan her bilgi doğru olmayabilir. Kitap okurken, doğruluğu konusunda ikileme düştüğümüz bilgileri internetten araştırmalıyız.
Resmi ideolojiler, kendi resmi tarih anlayışlarını da oluştururlar. Bu anlamda, resmi tarih insanı yanıltır, çünkü nesnel ve doğru değildir. Bu anlamda okurken, resmi ideolojinin tuzaklarına düşmemek gerekir. Hatta “aydın” olarak bilinen resmi tarihçiler vardır. Bunların kitaplarını okurken de, doğruluk bilgisini sorgulamak gerekir.