Benim yolum, özgür toplum yolu. Ve o yola giden sonsuz sayıda hakikatleri arıyorum.
Tag: otorite
İktidar Psikolojisi ya da İktidar ve Psikoloji
Siyasal iktidar birey üzerinde otorite kurmak için onun doğal psikolojisini de bozmak zorundadır. İtaat eden birey artık kendisi değildir, o olması istenilen kişidir otoriteye uyum sağlamış, biat etmiş ve kendi kişiliğinden ödün vermiştir. Siyasal iktidar ve kitleler arasında bu anlamda sürekli bir psikolojik savaş vardır. İktidar psikoloji tekniklerini kitleler üzerinde kullanır. Yeri geldiğinde duygusal kendini acındıran ama kitleyi birleştirici söylemleri kullanır, yeri geldiğinde çok güçlüymüş gibi kitleyi böler, esip gürler. Çoğunlukla da içeride esip gürler, dışarıda boyun eğer ya da uyumlu davranır.
İtaat, Otorite ve Kendine Acındırmak
Öte yandan siyasal İktidarı elinde bulunan otorite de, böylesi kişiliklere ihtiyaç duyar, onları kendi siyasal iktidarın devamı için kullanır. Nazilerden günümüze Ortadoğu’daki totaliter rejimlere kadar bu böyledir. Siyasal iktidarlar, özellikle totaliter rejimlere sahip ülkelerde kendi radikal taraftarlarına yol verir, onları silahlandırır, ya da silahlanmalarına göz yumar. Bunları her zaman yedek güç olarak bir kenarda tutar. Bilir ki sadece asker ve polis, militer güç iktidarda kalmak için yeterli değildir.
İtaat Üzerine
Bazı insanlar Adler’in dediği gibi uşak ruhludur, hatta çoğu insan böyledir. Böylesi prototip kendisine bayraklaştıracak bir lider, kurum arar. Ve ona sığınarak, onu savunarak sefil ömrünü yaşar gider. Artık bütün iradesini bu kişiye, kuruma devretmiştir. Aslında bireyi bu hale getiren, gerçekte sistemin kendisidir. Çünkü birey bilmektedir ki, itaat etmediği zaman başına çok kötü şeyler gelecektir. O zaman bu iki prototip tarihsel şartların da bir araya gelmesiyle buluşur, lider ve ona itaat eden, hatta tapan kitle.
“Orhan Pamuk benim şiirim gibi bir şiir yazsın da görelim lan!”
Dostoyevski genç yaşında ilk kitabı olan “İnsancıklar”ı yayınladığında Rus edebiyat dünyasında büyük bir ilgi ve övgüyle karşılaştı. Ȍzellikle zamanın ünlü edebiyat eleştirmeni Belinski onu yere göğe koyamadı. Fakat daha sonraki kitaplarından bazıları yayınlanınca da aynı eleştirmenler onu yerin dibine soktular. Oysa Dostoyevski aynı kişi idi, yapıtı farklı olsa da, aynı çizgide edebiyat serüvenini sürdürüyordu. Dostoyevski ölene dek edebiyat eleştirmenleri ve diğer yazarların eleştirilerinden sıkıntı çekti.
İçimizdeki Otoriter
Otoriteye karşı çıkmak için, önce kendi içimizdeki otoriter eǧilimi yok etmemiz gerekiyor.
Dünyada Cennet Hiçbir Otoritenin Olmadıǧı Yerdir
“İktidara âşık olmayın.” der Foucault. İktidara âşık olanlar, yalnızca iktidar sahipleri deǧillerdir özünde. İktidar sahipleri, iktidar ile bütünleşmiş ve bir anlamda şeyleşmişlerdir. İktidar onları “şeyleştirmiş”tir. O