Yani iktidarı alma konusu gündeme geldiğinde insanlar, en yakınlarındaki aynı amaç için yıllarca birlikte mücadele ettikleri insanları gözlerini kırpmadan ortadan kaldırmaktadırlar. İşte siyasal iktidarın gerçekliği ve doğası budur. İnsanı kendisine ve çevresine anında yabancılaştırır, onu canavarlaştırır.
Tag: Erol Anar
Aman Ormancı Yandım Ormancı
Köyde düğün hem davul zurna, hem de Çerkes usulü olurdu. O gün davul zurna düğün yerinde çalmaya başlamıştı. Konuklar kurulan masalar oturmuşlar ve erkekler içmeye başlamışlardı. Çeşit çeşit yemekler ve rakı servisi yapılıyordu.
Birinci ve İkinci Adamlar Üzerine
İşte totaliter rejimlerdeki başkanlar da kral gibidir. Saraylarda yaşar ve istediklerini yaparlar. Örneğin bir başkan totaliter ülkelerde bir bakanı tokatlayabilir, küçük bir çocuk gibi azarlayabilir ya da herkesin yanında küçük düşürebilir. Bir belediye başkanı müdürünü tokatlayabilir bu gibi ülkelerde. Bunların hepsi onun gözünde bir uşaktır. Herhangi bir vida gibidirler, birini at, ötekini getir.
Varlık ve Hiçlik Üzerine
Bizi bir araya getiren ve var olmamıza yol açan rastlantı, tesadüf ya da adına ne derseniz deyin olaylar ve eylemler zinciri, bizim varoluşumuzu belirlemiştir. Biz bir araya gelmiş atomlar bütünüyüz, ama sıradan değiliz. Çünkü her canlı varlık eşsizdir ve tektir bu anlamda. Öyleyse bizim bu şekilde atomlarımızın bir araya gelmesi, varlık nedenimiz ve zorunluluğumuzdur.
Dün’den ve Yarın’dan Çıkıp Bugüne Gelebilmek: “Marksist Sol”a Bir Bakış
Toplumsal anarşizmin çok önceleri tespit ettiği bir gerçek, yani siyasal iktidar sevdası ile mücadele etmemek; ve iktidarı almak değil, kitlelerin kendi kendisini doğrudan demokrasi yönetecek bir ortamın oluşturulmasını sağlamaktır bu. Bu biraz da Foucault’nun dile getirdiği yeni bir hakikat siyasetini oluşturmaktan geçiyor.
Bu Akşam Bütün Meyhanelerini Dolaştım İstanbul’un
Sinan, yıllar önce İstanbul’da perde dükkânı açmıştı Kartal’da. Daha önce de Üsküdar’da perde dükkânı açmıştı sanırım. Ben de ziyaret etmiştim orayı, büyük bir dükkândı. Ancak işler krizle birlikte iyi gitmedi ve Sinan o dükkânı kapatmak durumunda kaldı.
Ayna
Hep kurbanı, ezilmişi, hakları çiğnenmişi oynarsın; ama yeri geldiğinde ezilmiş ve yoksulları senden fazla ezen olmaz. Ötekileştirmeyi, dışlamayı, izole etmeyi seversin ve hep uygularsın. Seninle en küçük düşünce, inanç, ırk, kültür ya da davranış farklılığında olanları ötekileştirir ve onlar için parmağını bile oynatmazsın.
“Ben Bir Vatandaşım!”
Sinan, Samsun’a gelmişken İl Emniyet Müdürü Osman beyi de ziyaret etmeyi düşünmüştü. Çünkü Osman beyin oraya tayin olduğunu biliyordu. Osman bey ile, İstanbul’da Mahmutpaşa Karakolu Emniyet Amiri iken tanımıştı ve Mahmutpaşa’daki handaki dükkâna çok gelip giderdi kendisi. Sinan onun ev perdelerini yapmıştı, ayrıca Osman Bey’in kendisi de Sinan gibi Çerkesti, bu nedenle de onu severdi.
Özgürlük Yarınlara Değil, Bugüne Şimdiye Aittir
Özgürlük, ne orada, ne şuradadır. Ne geride, ne ileridedir. Ne yukarıda, ne aşağıdadır özgürlük. Özgürlük buradadır ve şimdi senin bulunduğun yerdedir. Özgürlüğünü şimdi, burada hemen istemezsen ona bir daha çok zorlukla sahip olursun.
Sarı Çizmeli Mehmet Ağa
Mehmet bizim okuldan arkadaşımızdı. Uzun boylu, kumral birisiydi. İnce sivri bir çenesi, gür saçları ve yeşil gözleri vardı. Yaşından daha olgun görünürdü, sakalları bile diğerlerinden