Google’da “geleceğin toplumu” yazıp arayınca birinci sırada benim bu konudaki yazılarım geliyor. Geleceğin toplumu üzerine son yıllarda yazdığım yaklaşık 20-25 makale. Bu konu üzerinde okur, araştırır, düşünürüm hep. Ama gelecek üzerine ortaya sürdüğümüz düşüncelerin tümü bir varsayımdan ibarettir, her ne kadar bilimsel verileri dikkate alarak yapılsa da. Yani gelecek düşündüğümüzden tamamen farklı da olabilir. Ama yine de belli bir ölçüde ona yönelik düşünceler ileriye süreriz. Bu düşüncelerimizin yanlış çıkabileceğini de kabul ederek. Aslında Yuval Noah Harari’nin yaptığı da bundan başka bir şey değil.
Tag: Erol Anar
Bayat Ekmek
Bunun üzerine Fuat tekrar barın arkasına geçer, içmeye başlar. Bir yandan da adamı süzmektedir. Adamın küfür etmesi içine oturmuştur. Gerçi kendisi adama yanıt vermiş altta kalmamıştır, ama yine de bu olaya canı sıkılmıştır. Adam hayatının hatasını yapmıştır, Fuat’a uymaması gerektiğini sonradan iyi öğrenecektir. Adam, balığını bayat ekmekle yiyerek rakısını içmektedir. Başka şeyler düşünmektedir, muhtemelen Fuat ile yaşadığı tartışmayı çoktan unutmuştur. Fuat ise tam tersine, adama bakarak içmeyi sürdürmektedir.
İnsan ve Evren
Derin uzayda sürekli bir hareket, oluş ve yok oluş var. Bir belgeselde, bir kitapta uzay yolculuğuna çıktığımda içimdeki evrenin, beynimdeki düşüncelerin de genişlediğini hissediyorum. Bu muazzam büyüklük karşısında bir hiç olduğumu anlarken, aynı zamanda var olmaktan, yasamaktan da aldığım zevk ve küçük mutluluklar da giderek artıyor.
Gerçek Tutkusu ve Derin Sular
İşte burada başkalarının benim hakkımdaki düşünceleri önemini yitirdiği için, kendimi kanıtlama eylemine de gerek kalmıyor. Bu noktada kendime daha çok yaklaşabiliyorum. Gerçek ve hakikate de. Bu noktada sular daha da derinleşiyor. Ve suyun altında nefesini tutarak daha fazla kalabiliyor, daha derinlerindeki manzarayı görebiliyorsun.
“Ters” Olmak Üzerine
Doğduğum mahallenin arkasındaki ırmağın adı bile “Tersakan” idi. Kurallara, hiyerarşiye, yasalara, otoritelere uymamaya çalıştım elimden geldiğince hep. Bu yüzden birçok kez de yargılandım. Bu terslikten dolayı bir partiye, siyasal örgüte de girmedim. Çünkü disiplin ve emir altına girmek bana uymuyordu.
Her şeyi ve Herkesi Sorgulamak
Bütün düşüncelerimi tek başıma, kendi kendime ve yıllar içinde okuyarak, araştırarak, sorgulayarak oluşturdum. Geldiğim noktadaki düşüncelerim size uymayabilir. Bana göre “doğru, gerçek” size göre “doğru ve gerçek” olmayabilir. Ya da tam tersi. Sizin “gerçek ve doğru”nuz bana uymayabilir. Bu nedenle kimseyi kendi inandıklarıma ikna etme çabasına girmiyorum. Herkes istediğine özgürce inansın.
Okulda Sıradan Bir Gündü
O gün de şarkı, türkü söylüyor eğleniyorduk sınıfta. Memduhiyeli Çerkeslerden sınıf arkadaşımız Adnan şu şarkıyı söylemişti:
“Gençlik başımda duman
İlk aşkım ilk heyecan
Kovaladıkça kaçan
Ateş böceği misin?”
Böyle şarkılar yüreğimizi oynatırdı ve o zamanlar modaydı. Hepimiz bir kıza aşıktık, ama saf duygularla ve daha çok platonik olarak.
Özgürlüğünün Bir Kısmını Verirsen, Onu Tümden Yitirirsin
İnsan yapayalnızlığında tıpkı bir ordu gibi çoğalabilir ve bundan aldığı güçle topluma, sisteme her şeye karşı ayakta durabilecek güce erişebilir.
Eğer insan kendi gerçeğini, hakikatini arıyorsa bunun verdiği güçle ayakta durmayı başarıyor ve yalnız yürümekten mutsuz da olmuyor. Aksine bundan mutluluk duyuyor. Ben de yalnız yürümekten mutluyum.
Mikro İktidarlar, Birey ve Toplum
O kadar çok iktidar biçimi vardır ki hayatımızın içinde her yer ve her ilişkide buna alışmışızdır ve farkına bile varmayız. Bunlar mikro iktidarlardır. İktidarın farkına bile varmayız çoğu zaman, ona tabii olduğumuzun. Özgürmüşüz gibi yaparız. Örneğin sosyal medyaya bir bakalım. Buradaki özgürlüğümüz büyük sosyal medya şirketlerinin izin verdiği yere kadardır. Evet, birçok devlet ve siyasal iktidardan daha fazla özgür bir alan olarak görülür. Ama özünde öyle değildir. Bizim her paylaşımımızı yapay zekâ aracılığıyla denetler ve gerektiğinde paylaşımı bloke ederler.
Evrendeki Sonsuz Değişim ve Değişmeyen Paradigmamız
Tek bir kitap, hatta tek bir cümle, hatta özgürlük gibi bir kelime bile yeri gelir, sizin kafanızda bir ömür boyu oluşturduğunuz paradigmayı iflas ettirmeye yeter. Bu aslında uzun bir sürecin bir anda ve bir noktada patlamasıdır.