Öncelikle aslında doğru yolu bulmak için, “doğru yol”un ne anlama geldiğini bilmek gerekir. Doğru yol, kişiden kişiye değişebilir. Ve doğru yolu bilmek de yetmez. Onun içinde kaybolmak ve sonsuza uzanan bir yürüyüşe başlamak gerekir. Çoğu insan ise labirenti geçmeye hiç enerji harcamaz. Labirentin duvarlarını boyar, kendisini kandırarak korkakça bir ömrü tamamlar ve göçer gider. Hiç risk almak istemez, ama en büyük risk olan ölümden kaçamaz. Geride ne bırakır: Hiçbir şey… Ne bir iz, ne bir nefes; duvarların gölgesinden yaşanmış silik bir hayat sadece.