Akdeniz Anıları (8)

Hotel müdürünün ayağıma kadar gelerek, yazıdan vazgeçmemi rica etmesine şaşırmamıştım. Yazmanın, kalemin gücünü iyi biliyordum. Çünkü iktidar ve güç sahibi insanların en büyük korkusu imajlarına yönelik eleştirilerdi. Bu yüzden hayatım boyu belediye başkanlarıyla, devletle, iktidar sahibi güçlerle kalemimle, yazarak mücadele etmiştim kendi çapımda. Özellikle gazete yazıları yazıyordum, çünkü en korktuk

Devamını okuyunuz...

Akdeniz Anıları (7)

Ramazan gibi prototiplerin esas problemi, insanları birer insan olarak değil, bir çıkar aracı olarak görmeleridir. Bunlar hayatın tek amacının karnını doyurmak ve artarsa da üste para biriktirmek olduğunu düşünürler, hırsla para elde etmek için her şeyi yapabilecek kapasitede insanlardır. Çünkü onlara öyle öğretilmiş, bunlar köylü kurnazları. Ama her köylü böyle değil; bu yoksulluktan da kaynaklanmıyor. Bu aslında karakter yoksulluğudur, çünkü yoksulların hepsi de böyle değil.

Devamını okuyunuz...

Akdeniz Anıları (3)

”Ya senin gibi entelektüel postacı görmedim. Sanattan edebiyattan, şiirden, felsefeden, politikadan, müzikten vs… her şeyden konuşabiliyorum seninle. Çok mutluyum. Okul çok sıkıcı, insanlar hep derslerden, havadan sudan, eften püften şeylerden konuşuyor. Ben onlardan çok olgunum. Kafama göre biri yok sınıfta. ”

Devamını okuyunuz...

erol anar
error: Content is protected !!