Anarşist Bir Antropoloji

Ama Barbara Epstein’ın geçenlerde işaret ettiği gibi, anarşizm şimdilerde, Marksizmin 1960’lardaki toplumsal hareketlerde elde ettiği konumu büyük oranda devralmış bulunuyor: Kendilerini anarşist olarak görmeyenler bile kendilerini ona dayanarak tanımlıyorlar ve onun fikirlerinden besleniyorlar.

David Graeber’in “Anarşist Bir Antropolojiden Parçalar” adlı kitabında ilginç düşünceler yer alıyor. Yazar, günümüzde birçok insanın anarşizm düşüncesinden felsefesinden etkilenmekle birlikte kendisini “anarşist” olarak tanımlamaktan kaçındığına dikkat çekmiş. Aslında bu kökeni 2500 yıl önceye dayanan bir felsefeye inananların, “sağa sola bomba koyan suikastçı” gözü dönmüş bir kişiliğe sahip olarak yansıtılmasından ileriye geliyor. Anarşizm içinde birçok kanat var. Bunlardan birisi de suikast ve bombalamayı bir yöntem olarak gerçekleştirenlerden oluşuyor. Ancak bu yöntem terk edildi genel anlamda. İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana bu tip “terör” yöntemleri terk edildi genel olarak. Kendisini öyle nitelemese de Tolstoy da anarşistti, Gandhi anarşizme ilgi duyuyordu. Sartre, Chomsky de anarşist olduklarını açıkladılar. Dolayısıyla anarşizm, geleceğin ideolojisidir bu anlamda.

Erol Anar

 

Kitaptan birkaç paragrafı aşağıya alıyorum:

“Anarşist ya da anarşizmden esinlenen hareketler her yerde güç kazanıyor. Geleneksel anarşist ilkeler -otonomi, gönüllü birlikler, kendiliğinden örgütlenme, yardımlaşma, doğrudan demokrasi- bir yandan küreselleşme hareketi içinde örgütlenmenin temelini oluştururken, öte yandan her yerde her türden radikal hareket içinde aynı rolü üstleniyor. Meksika, Arjantin, Hindistan ve diğer ülkelerde devrimciler artık iktidarı ele geçirme meselesini konuşmaktan dahi kaçınmakta ve devrimin ne anlama geldiği üzerine radikal anlamda farklı düşünceler üretmeye başlamaktalar. Kabul etmek gerekir ki, bunların çoğu aslında “anarşist” kelimesini kullanmaktan utanıyor.

Ama Barbara Epstein’ın geçenlerde işaret ettiği gibi, anarşizm şimdilerde, Marksizmin 1960’lardaki toplumsal hareketlerde elde ettiği konumu büyük oranda devralmış bulunuyor: Kendilerini anarşist olarak görmeyenler bile kendilerini ona dayanarak tanımlıyorlar ve onun fikirlerinden besleniyorlar.

Marksizmin ve anarşizmin tarihsel okulları karşılaştırıldığında bile, kökten farklı bir projeyle ilgilendiğimiz görülebilir. Marksist okulların yazarları vardır. Nasıl Marksizm Marx’ın zihninden fışkırmışsa, benzer şekilde Leninistler, Maocular, Troçkistler, Gramsciciler, Althusserciler … vardır. Herkes bir başkasının düşüncesinin sadece yanlış değil, aynı zamanda şeytani ve tehlikeli olduğunu göstermek için, onun savlarını saçma karikatürlere indirgemeye çalışmış ve bunun sonucunda entelektüel tartışmaların çoğu, hizip siyasetinin yapıldığı bir tür parodiye dönüşmüştür.

Mauss sosyalizmin asla devlet iradesiyle inşa edilemeyeceğine, “eskinin kabuğu içinde” karşılıklı yardıma ve kendiliğinden örgütlenmeye dayalı bir toplumu inşa etmeye ancak aşağıdan yukarıya doğru ve aşamalı olarak başlanabileceğine inanıyordu.

Antropoloji hakkında bir şeyler bilen anarşistler bu savlara hayli aşinadır. Tipik bir diyalog şu şekilde ilerler:

Kuşkucu: Peki, bana anarşizm fikrinin işleyeceğine dair nedenler gösterebilirsen, bu fikrin tümünü daha çok ciddiye alabilirim. Bana hükümetsiz bir şekilde yaşayan tek bir toplum gösterebilir misin?

Anarşist: Tabii ki. Böylesinden binlerce vardır. Sadece şu an aklıma gelen bir düzinesini sayabilirim:

Bororolar, Bainingler, Onondagalar, Wintular, Emalar, Tallensiler, Vezolar . . .

Kuşkucu: Ama bunlar bir grup ilkelden ibaret! Ben modern, teknolojik bir toplumdaki anarşizmden bahsediyorum.

Anarşist: Tamam o zaman. Her türden pek çok başarılı deneyim bulunmakta: Mondragon’daki gibi, işçilerin özyönetim deneyimleri; Linux gibi armağan ekonomisi fikrine dayanan ekonomik projeler; mutabakat ve doğrudan demokrasiye dayanan her türden siyasal örgüt . . .

Kuşkucu: Peki tamam ama bunlar küçük, yalıtılmış örnekler. Ben genel anlamda toplumlardan bahsediyorum. Anarşist: İnsanlar bunu denemedi değil. Paris Komünü’ne, Cumhuriyetçi İspanya’daki devrime vb . bak.

Kuşkucu: Evet, o adamlara ne olduğuna da bir bak! Hepsi öldürüldü!”

 

David Graeber “Anarşist Bir Antropolojiden Parçalar” Boğaziçi Üniversitesi Yayınları, Istanbul

 

 

erol anar
error: Content is protected !!