“Kendin için ne yaparsan O’sun.” demiş Sartre. Bir insan kendisini geliştirebildiği ölçüde insanlığa katkı sunabilir. Kendini ne kadar geliştirirsen, o kadar sınırların ve yüz ölçümün genişler. Sınırlarını ve yüz ölçümünü geliştirebilmen senin elindedir.
Çöküş, insanın kendisini yaşamı dönüştürebilecek güç ve enerjiden yoksun hissettiği anda başlıyor. Devamlı yaşadığın yanılsama, seni sürekli bir yabancılaşmaya itiyor. Nasıl bir yaşam sorusuna aradığın yanıt, seni kendi iradenle hesaplaşmaya götürüyor. İstersen etrafını saran perdeyi genişletebilir ve dış çizgilerini sonsuzluğun koordinatlarıyla örtüştürebilirsin. Ya da perdeyi üstüne çeker, hacmin kadar yaşarsın.
Yaşamak senin için sürekli bir yanılsama ve yabancılaşmalar toplamı değilse, kendinle sürekli bir hesaplaşmaya girişmen kaçınılmaz. “Alt üst edilmiş cennetler ” ile yetinirsen , bu senin tercihindir. Ancak şunu unutma en kötü cehennem, “alt üst edilmiş bir cennetten” daha iyidir. “
Erol Anar
Krallar ve Soytarılar, Yurt Yayınları, 1996, Ankara, s. 12-14.