Ertesi gün kalkınca, bir daha ada bara gitmemeye karar verdim. O yavşakların yüzünü görmek istemiyordum bir daha; ne garson Ramazan, ne şef garson Ahmet, ne de müdürün… Zaten üç-dört gün sonra bu hotelden ayrılacaktım.
Kahvaltıdan sonra dizüstü bilgisayarımı yanıma alarak otelin arka bahçesine doğru yürüdüm; orada arka tarafta bir tropik bar vardı, plaja yakın. Birkaç da masa vardı tropik barın bahçesinde, gölgelik çok güzel bir yerdi ağaçların altında. Sakindi de.