Yeraltı edebiyatı, kapitalist sistemde kaybedenlerin (losers) edebiyatıdır her şeyden önce. Varoşlardaki işsiz ayyaşların, hırsızların, uğursuzların, arka sokaklarda geceleri çalışan “fahişelerin”, uyuşturucu bağımlılılarının, “suçluların”, eşcinsellerin ve sokaklarda yaşayan evsizlerin hikâyesidir bu. Yani tabuların gölgesinde ve toplumun kıyısında uçurum kenarında yaşayanların öyküsüdür. Uçurum insanların hazin, umutsuz ve katı bir gerçekliǧin boğduğu, anlatılmayanların “küçük insanların”hikâyesidir.