Paralel Evrenler ve Farklı Gerçeklikler

Paralel Evrenler ve Farklı Gerçeklikler

O zaman boyutlar arasında gerçeklik farkı da var demektir. Her boyutun kendine özgü fizik yasaları ve gerçeklik anlayışı olabilir. Şimdiki Evren’de imkânsız olarak gördüğümüz çoğu şey üst boyutlarda kolaylıkla yapılan şeyler olabilir. Telekinezi, telepati, ışınlanma ve birçok şey daha…

Bu yazının birinci bölümünde sorulan bazı soruları açarak başlayacağım. Paralel Evrenler teorisine göre, farklı Evrenler’de, farklı koşullarda yaşayacağız. Bu da nasıl  olacak, bunu ne belirleyecek? Bunu belirleyecek olan elbette farklı seçimlerimiz olacak fizikçilere göre. Yani en küçük seçim farklılığımız, hayatımızın tamamen değişmesine neden olabilecek. Örneğin şimdi yaşadığımız Evren’deki anne ve babanız, başka bir Evren’de sizin anne ve babanız olmayabilirler. Başka bir anne babanız, sevgiliniz, eşiniz, kardeşleriniz olabilir. Her Evren’deki farklı seçimleriniz, farklı hayatlara yol açabilir. Yani bir Evren’de zengin, diğerinde yoksul, diğerinde orta sınıf olabilirsiniz. Bu böyle devam eder. Bir Evren’de başarılı bir sporcu, diğerinde katil, bir diğerinde yargıç olabilirsiniz.

Peki, bu Evren’de ben kim olduğumu biliyorum, benlik duygum ve bilincim var. Peki burada öldüğümde, diğer bir Evren’de kendi benlik duygum ve bilincimle var olmaya devam edecek miyim? Bana göre eğer kendi bilincimle burada öldükten sonra diğer bir Evren’de devam etmeyeceksem, zaten o zaman bu teorinin çok da anlamı olmaz bence. Çünkü o zaman diğer Paralel Evrenler’de yaşayan kopyalarımız biz değil, başkaları olur. Yani eşbenliklerimizin olmasının bir anlamı kalmaz, şu an bu Evren’de yaşayan bizler için. Diğer Evrenler’deki eş benliklerimin tümü  kendi benlik duygusu ve bilincine sahipler ve hepsi de kendisinin tek olduğunu düşünüyor aynen bizim gibi. Dolayısıyla bir şekilde bağlantı kurduğumuzda bir gün farklı Evrenler ile o zaman belki yalnız olmadığımızı algılayacağız ve diğer eşbenliklerimizi de.

Boyutlar arası farklılıklar

“Bir ben vardır bende benden içeri” Yunus Emre

Evren’in değişik boyutları arasında geçişler olabilse ne olabilir? Bu boyutlar arasında tek bir gerçeklik mi olacaktır, yoksa bizim Evren’imizdeki fizik yasalarından ya da gerçeklikten çok daha farklı bir gerçeklik mi var olacaktır? Bu noktada her Evren’in kendi değişik fizik yasaları ve gerçekliği olabilir. Örneğin 10. Boyuttaki bir varlık, fizikçilerin tahmin ettiği gibi bizden çok daha gelişmiş olabilir, dolayısıyla bizim gerçekliğe aykırı olarak gördüğümüz birçok şeyi yapabilir. Bu da bizim için yeni ve başka bir gerçekliktir.

İşte bu noktada teorik fizikçi Michio Kaku şöyle diyor:

“İlk olarak, evrenimize bakan on boyutlu bir varlık, bizim bütün iç organlarımızı görebilir ve hatta derimizi kesmeden bizi ameliyat edebilirdi. Katı bir cismin dış yüzeyine zarar vermeden içine erişmek fikrinin bize anlamsız görünmesinin nedeni, tıpkı Konsey’deki Poligonların zihni gibi bizim zihinlerimizin de daha fazla boyutu dikkate alırken sınırlı kalıyor olmasıdır. İkincisi, eğer bu on boyutlu varlıklar bizim evrenimize ulaşıp evimize bir parmak sokarlarsa, göreceğimiz tek şey havada yüzen etten bir küre olurdu. Üçüncüsü, eğer bu on boyutlu varlıklar hapiste olan birini tutup başka bir yere bırakırlarsa, biz bu kişinin hapisten gizemli bir şekilde kaybolduğunu ve başka bir yerde sanki ‘sihir’ olmuş gibi aniden ortaya çıktığını görürdük.”[1]

O zaman boyutlar arasında gerçeklik farkı da var demektir. Her boyutun kendine özgü fizik yasaları ve gerçeklik anlayışı  olabilir. Şimdiki Evren’de imkânsız olarak gördüğümüz çoğu şey üst boyutlarda kolaylıkla yapılan şeyler olabilir. Telekinezi, telepati, ışınlanma ve birçok şey daha… O zaman her boyutun kendi gerçekliği varsa, fizik yasaları değişiyorsa, felsefe de değişir. Dolayısıyla her boyutun kendine özgü bir felsefesi olabilir.

Bir de şu aklıma geliyor, insan teknolojiyi kullanarak kendi fiziksel evrimini hızlandırabilir ve zekâsını, fiziksel özelliklerini değiştirebilir. Böylece belki de insanın fiziksel görünümü de değişecektir. Örneğin 10. Boyutta kanatlı, kuş gibi uçabilen bir insan olabilir. Ve bir eşbenliğimiz de böyle olabilir, fiziksel olarak da bize hiç benzemeyebilir. Ama benlik duygusu ve bilinç olarak birebir kopyamız olabilir.

“Sık sık fizik yasalarının değişmez olduğu söylenir. Bununla beraber, eğer evren aniden daha düşük bir enerji durumuna doğru bir kuantum sıçraması yaparsa, böyle bir durumda bildiğimiz fizik yasaları da tanınmayacak kadar değişikliğe uğrayabilir.”[2]

Evrendeki temel kuvvetler şöyledir: 1-) Kütle-çekim Kuvveti 2-) Zayıf Nükleer Kuvvetler 3-) Elektromanyetik Kuvvetler 4-) Şiddetli Nükleer Kuvvetler.

Michio Kaku, “Bu dört temel kuvvetin, büyük patlamadan önce bir arada olan tek bir süper güç olduğunu düşünüyoruz.” diyor. [3]

String (sicim) teorisine göre evrende kütle çekiminin bu kadar zayıf olmasının nedeni, Evren’in 11 boyuttan meydana geliyor olmasıdır.

Fizikçilere göre, biz ekstra boyutları fark edemiyoruz. Çünkü bizim Evrenimiz bize göre sadece üç boyutlu, bazı boyutlar bizim üç boyutumuzdan daha büyük olabilir, bütün evrenimiz daha yüksek bir boyutun üstünde oturuyor olabilir.

“Biz biraz dış dünyadan ve diğer boyutlardan habersiz akvaryumdaki balıklar gibiyiz. Bugün fizikçiler akvaryumdaki balıkların bizler olduğuna inanıyoruz bütün hayatımızı üç boyut içinde geçiriyoruz. Başka Evren’ler başka akvaryumlar olabileceğini farketmeden yaşıyoruz, belki 11 boyut var.” diyor Michio Kaku bu konuda.[4]

Hawking’e göre, Evren kendiliğinden ortaya çıkar. Zaman, Evren başladığı zaman başlar. Hawking‘e göre Evrenimiz , hiçlikten gelmektedir ve kendiliğinden varlığını sürdürmektedir.[5]

String teorisinin son geldiği aşama, M Kuramı olarak adlandırılan bir teoridir.

M-Kuramı Edward Witten (Princeton Üniversitesi) tarafından 1995 yılında, Güney Kaliforniya Üniversitesi’nde yaptığı konuşmayla öne sürülmüştür. M-Kuramı, Süpersicim Kuramının yeni adı olarak kabul edilmiştir. “İkinci Süpersicim Devrimi” olarak da bilinir. “Her şeyin kuramı” (“The Theory of Everything”-TOE) na en yakın aday olarak görülmektedir. Bu kuram 5 farklı Sicim Kuramı’nı birleştirmiştir ve 10 yerine 11 boyutlu bir evren resmi ortaya koymuştur.[6]

Bu teoriye göre etrafımızda birçok Evren var ve Big Bang de iki Evren’in çarpışmasının şokundan oluşmuş olabilir.

Problem ise şimdilik bütün bunlar kâğıt üzerinde kalan bir teori. Çünkü deney yapılarak ispatlanması günümüz koşullarında çok zor. Aynı şekilde yanlışlamak da neredeyse imkânsız günümüz koşullarında.

Teoriye göre 5. ve 6. boyutlara hükmededebilirseniz zamanda geriye doğru yolculuk yapabilirsiniz.

Bilim kurgu teorisi olarak gözükse de, bu teori matematiksel temellere dayanıyor. Hawking’in o zaman yazdığına göre sonsuz sayıda Evrenler var.

Mistik yorumları bir yana, Paralel Evrenler teorisi bilimsel bir teoridir ve matematiksel olarak da ifade edilmeye çalışılmaktadır.

“Benim için Paralel Evrenler meslektaşlarıma kızdırmak için aklıma gelen fikirler değil ben gerçekten gerçekten bu şekilde işlediğini inanıyorum.” diyor Profesör Doktor Max Tegmark.

Evrenimiz sonsuz büyüklükte ise burada bir başka tuhaf mantık daha devreye giriyor.

“Dünya ve biz parçacıklardan oluşuyoruz. Bu parçacıklar da bir tür lego gibi bağlarla birbirine bağlı durumda. Bu parçacıkların birbirine bir gezegen, örneğin dünyayı oluşturacak bir biçimde bağlanıp dizilme olasılığı sonlu bir rakamdir. Sonsuz büyüklükteki bir evrende atom ve moleküllerin sonunu bir biçimde dizilme olasılığı er ya da geç tekrarlanacaktır. Ve bize çok yakın hatta bir noktada tıpatıp kopyalar oluşacaktır.” diyor Massachusetts Teknoloji Enstitüsü ‘nden Alan Guth.[7]

Bu da demektir ki, eğer bu teori doğruysa, benden sonsuz sayıda kopya, ya da eşbenlik, eşvarlık oluşacaktır. Ve Evrenler sonsuzsa, her şeyin sonsuz sayıda kopyası olabilir bu biçimde. O zaman ölümsüzlük gerçek olabilir. Yani bir yerlerde ölüp diğer yerlerde yaşama devam etmek. Fizikçilerin dikkat çektiği başka bir durum ise, her boyuttaki benliğim kendisinin tek ve benzersiz olduğunu düşünüyor. Bu eşbenliklerim arasında doğrudan bir iletişim olmadığı için bu durum böyle görünüyor. Ama ileride teknolojik bazı imkânlarla belki farklı paralel Evrenler arasında geçişler yapılabilecek.

“Sadece burada bir tek başıma olduğumu düşünmek zorunda değilim orada bir yerlerde bir sürü kardeşim var kopyalarımın tümü tüm Evren’e yayılmış durumda ve bu garip açıdan bakarsak, ben her yerdeyim.” diyor bir fizikçi. [8]

Şöyle bir nesnel gerçeklik açısından ve fizik kuralları açısından düşünürsek ilk bakışta sağduyuya aykırı geliyor. Ama kuantum fiziğinde de sağduyuya, nesnel gerçekliğe ve klasik fizik kurallarına aykırı birçok durum deneylerle kanıtlandı.

O zaman varoluşçu (Egzistansiyalist) açıdan bakarsak, bizim bu Evren’deki varlığımız, var olma nedenimizi sorgulamamıza yol açıyor. Seçimlerimiz bizi bir hesaplaşmaya götürüyor. Benden sonsuz sayıda eşbenlik varsa, o takdirde farklı seçimlerim de olacak demektir. Bu durumda ise eğer diğer eşbenliğimle ya da eşbenliklerimle iletişim kurabilsem, bu yabancılaşma artmayacak mı? Daha tek bir eşbenliğime bile yabancılaşıyorum giderek.

Sartre, diyalektik bir yaklaşımla öznenin hem kendi kendiyle örtüşmemesi, hem de özdeşliği birlik olarak ortaya koyarken, özdeşlikten sıyrılma olarak açıklıyor. Öznenin kendisi olması mümkün değildir ona göre, çünkü bu kendiyi yok eder, ama diğer yandan öznenin kendisi olmaması da mümkün değildir. [9]

O zaman Paralel Evrenler teorisine göre düşündüğümde bu mantıkla, ben şu an bu Evren’de yaşıyorum ve benliğimi hissediyorum. Yani ben kendimim. Ama diğer Evrenler’deki  eşbenliklerimi düşündüğümde kendim olmam mümkün değil aynı zamanda, çünkü eksiğim. Bu da benim kendiliğimi, kendi olma durumumu yok ediyor. Ama aynı zamanda ben’im, çünkü ben olmamam da mümkün değildir. Ben’im, ama eksik bir ben’im. Sonsuza uzanan eşbenlikleri olan bir ben’im.

O zaman şöyle düşünebiliriz: Benim içinde yaşadığım nesnel gerçeklik, bir başka eşbenimin yaşadığı nesnel gerçeklikten tamamen farklı olabilir, yani benim ben’lerimin, kopyalarımın yaşadıkları nesnel gerçeklikler birbirlerinden farklı olabilir. Bir Evrende yazar iken, diğerinde bir matematikçi olabilirim. 

Sonsuza uzanan eşbenlikler

Paralel Evrenler teorisi aslında tek tanrılı dinlere aykırı. Çünkü tek tanrılı dinlerde her insan tek ve eşsiz bir varlık. Ama ben tek değilsem, benden birçok kopya varsa, tek ve eşsiz olmadığım anlamına gelir.

O zaman şöyle düşünebiliriz: Benim içinde yaşadığım nesnel gerçeklik, bir başka eşbenimin yaşadığı nesnel gerçeklikten tamamen farklı olabilir, yani benim ben’lerimin, kopyalarımın yaşadıkları nesnel gerçeklikler birbirlerinden farklı olabilir. Bir Evrende yazar iken, diğerinde bir matematikçi olabilirim. Hayatlarımızda küçük seçimlerin bu Evrenler’deki hayatın farklı yönlere gidebilmesine neden olabilir deniliyor.

İşte bu noktada bu Evren’de ölsek bile diğer Evren’lerde yaşamaya devam edebilecek, dolayısıyla sonsuz bir yaşama ve ölümsüzlüğe sahip olabileceğiz belki de.

Bir teoriye göre yaşanan hiçbir şey kaybolmuyor, geçmişte olan her şey uzayda bir yerde duruyor. Eğer Evren’in tarihine bakabilirsek aynı zamanda Evren’in geçmişine bakmış oluyoruz.  Paralel Evrenler teorisine göre ise bizimle aynı anda aynı gerçekliği -belki biraz farklı olaylarla- yaşayan  kopyalarımız var.  Hatta kara deliğin içine girilip diğer tarafından dışarıya çıkıldığında, onun geçmişe açılan bir kapı olduğu ve orada insanların aynı şekilde dünyadaki gibi bir ikizleri bulunduğu düşünceleri var.

“Griffith Üniversitesi’nden bilim insanları kuantum biliminin temeline dayanarak paralel evrenlerin var olduğunu ve birbirleriyle etkileşim halinde olabileceklerini gösteren radikal bir teori ortaya attılar. Prof. Dr. Howard Wiseman , Dr. Michael Hall ve Dr. Dirk Andre tarafından yapılan ve Physical Review X  dergisinde yayınlanan araştırma, birbirleriyle etkileşen paralel evrenleri bilim kurgudan, bilimin en zor şartlarına taşıyarak inceliyor.”[10]

Bu teoriye spiritüel (tinsel) ya da dinsel bir yaklaşım yapmaya gerek yoktur. Çünkü bu spiritüel ya da dinsel konularla bağlantılı bir konu değildir, bence bilimseldir. Bilimsel konuları dinsel ya da spiritüel bir açıklama yapma çabası her zaman var. Ama iki konuyu birbirine bağlamaya çalışmak ya da dinsel nedenleri indirgemek, doğru yere varmaz. Çünkü bilime baktığımızda, bilim çok sürekli dinamik sürekli değişen, keşfeden bir yapıdadır.

Çünkü nasıl bir filmin saniyede 24 karesi geçiyorsa, -ki bu 24 fotoğraf demektir-  yaşanmış olanı da geçmişe giderek, fotoğrafları birleştirerek görebiliriz ve dolayısıyla gelecek ile geçmiş buradadır.

Bir fizikçi izlediğim bir belgesel filmde şöyle diyordu: “Geçmiş geçmemiştir, yani hâlâ oralarda bir yerdedir. Gelecek ise çoktan yaşanmıştır.”

Dolayısıyla şimdi ise, kişilere, harekete, bulunduğumuz yere göre uzayda değişebiliyor. Bütün zaman kavramı ve nesnel gerçeklik bir anda altüst olabiliyor. Örneğin bir solucan deliğine girip geçmişe gidebilirsek daha sonra dünyaya döndüğümüzde yıllar geçtiğini görebiliriz Einstein’ın  teorisine göre. Yine kara deliklere yakın bir noktada birkaç saat bulunursak, dünyaya döndüğümüzde 200 yıl geçebileceği söyleniyor. O zaman da geleceğe gitmiş oluyoruz. Yani her şey bulunduğumuz yer ve noktaya göre değişebilir. Hareket halinde ya da hareketsiz oluşumuz bile değiştirebilir bu durumu. Bir kara delikten girip diğer ucundan çıkmayı başarırsak paralel evrenlere ulaşacağımızı söyleyenler de var.

Süpersicim teorisi ya da evrimleşerek geldiği aşamadaki M teorisi bilim kurgu filmlerine bile taş çıkartacak ölçüde fantazi olarak görülebilir. Ancak şu bir gerçek ki şu anda her şeyin teorisine açıklamaya en yakın teori kuram olarak M teorisi duruyor. Bunu fizikçiler söylüyorlar.

Bu teori bana mantıklı ve bilimsel geliyor. Daha geniş anlamda düşündüğümde, bir gün bunun kanıtlanabilir olduğuna inanıyorum. Şu an için teknolojik olarak bu mümkün değil ama bir yüzyıl sonra olabileceği düşünülebilir.

Bu teori de beni en çok çeken şey bir ölümsüzlük düşüncesi olmasıdır, çünkü eğer benden sonsuz sayıda kopya varsa ben bu dünyada öleceğim, ama diğer bir evrende yaşamaya devam edeceğim belki kendi bilincimle demektir bu. Reenkarnasyon da değil, çünkü eşzamanlı olarak şu anda belki de başka evrenlerde yaşıyor olabilirim. Dolayısıyla şu anda benden sınırsız sayıda kopya Evren’de bulunuyor olabilir. Ben onlarla şu an için karşılaşmıyorum, ama gelecekteki teknoloji başka bir evrene geçişimize kapı açabilir.

https://www.youtube.com/watch?v=4yVWJEpnsGE

Her şeyin teorisi mi?

“Yüksek hızlar ve güçlü kütleçekim alanlarında Newton fiziği geçersizleşiyor. Albert Einstein’ın Genel ve Özel Görelilik Yasası’nın en büyük bulgularından ve adının tarihe altın harflerle kazınmış olmasının nedenlerinden biri bu işte. Gündelik yaşam da dahil olmak üzere, Newton Fiziği çok çeşitli koşullar için geçerli.”[11] diyor Carl Sagan.

“Yirminci yüzyılın ilk yıllarında iki yeni teori uzay ve zaman ile gerçeğin kendisine ilişkin düşünüş şeklimizi tamamen değiştirdi. Yetmiş beş yıldan fazla bir zaman sonra hâlâ onun sonuçları üzerinde çalışmakta ve onları Evren’deki her şeyi tanımlayacak birleşik bir teori halinde birleştirmeye uğraşmaktayız. Bu iki teori genel görecelik teorisi ve Kuantum mekaniğidir. Genel görecelik kuramı uzay ve zaman ve onların büyük bir ölçekte Evren’deki madde ve enerji tarafından nasıl eğrildikleri ve büküldükleriyle ilgilenir.  Diğer taraftan kuantum mekaniği çok küçük ölçeklerle uğraşır.”[12]

Einstein’dan bu yana birleşik bir kuram aranıyor.  İki teoriyi birleştirme çabaları hâlâ sürüyor. Kuantum mekaniği ilk ortaya çıktığında fizikçiler tarafından şaşkınlıkla karşılanmış ve hemen kabul edilmemişti. Hatta Einstein, Kuantum mekaniğine hep kuşkuyla bakmış ve ünlü “Tanrı zar atmaz.” sözlerini söylemişti. Ancak geçen zaman içinde Kuantum mekaniğine ilişkin birçok şey deneylerle kanıtlandı. Ve günümüzde bilimsel olarak kabul edildi. Einstein bu konuda yanıldı. Aynı şekilde genel görelilik ve özel görelilik teorileri de defalarca kanıtlandı. Her şeyin teorisine gelince bunu kanıtlama çabaları hâlâ sürüyor. Bu halen çözülmemiş bir şey.

İki tane her yer mi var?

İzlediğim bir belgeselde bir fizikçi şöyle diyordu: “Kuantum mekaniği deneylerle her yerde kanıtlandı, genel görelilik teorisi de deneylerle her yerde kanıtlandı. O zaman iki tane her yer mi var?”

İşte bu “iki tane her yer”i birleştiremeye en yakın aday bu teori, Paralel Evrenler, çoklu Evrenler teorisi.

Günümüzde iki teoriyi birleştirmeye çalışan bilim insanlarını uğraştırıyor. Ama iki teoride farklı alanlarda kullanılıyor. Bunlar bilimin farklı yolları ve hepsi belki de aynı ölçekte teoriyi tamamlamaya birleşik bir teoriye giden yolu açmaya çalışıyor.

Yakın zamanda medyada, CERN’de yapılan bir deneyle karanlık maddeyi öngören süpersimetrinin kanıtlamadığı, testi geçemediği şeklinde haberler çıktı. Ama bu süpersimetrinin yanlış olduğu anlamına gelmeyebilir. Çünkü bunu bazı fizikçiler önceden öngörmüştür. Brian Greene gibi. Greene yıllar önce yayınlanan kitabında bu konuda şöyle diyor:

“Öte yandan, süpereş parçacıkların Büyük Hadron Çarpıştırıcısı tarafından bulunamaması halinde, bu olgu da tek başına sicim kuramını geçersiz kılmayacaktır, çünkü süpereşlerin bu makinenin inceleme eriminin ötesine geçecek kadar ağır olması da söz konusu olabilir.”[xiii]

Yani bu konuda daha alınacak yol var. Süpersicim teorisi ileride biraz daha gelişmiş teknoloji ile kanıtlanabilir. Ya da çürütülebilir. Bunu savunan fizikçiler bunu bekliyorlar şimdilik.

Yani sonuç olarak bu bir bilim kurgu fantezisi ya da spiritüel bir dinsel ya da inançsal bir açıklama değil, tersine bizzat bilimsel bir teori ve denildiği gibi her şeyin teorisini açıklamaya aday bir teoridir.

Erol Anar

Aralık 2018

Paraná

Dipnotlar

[1] Michio Kaku-Jennifer Thompson: Einstein’dan Ötesi, Odtü Yayıncılık, 5. Basım Mart 2016, Ankara, sayfa 194.

[2] Michio Kaku-Jennifer Thompson, age, sayfa 163.

[3] Stephen Hawking ve Her şeyin Teorisi, You Tube.

[4] Michio Kaku: Hawking ve Her şeyin Teorisi.

[5] Hawking ve her şeyin teorisi.

[6] Vikipedi, M teorisi.

[7] Paralel Evrende Yaşamak, Uzay Belgeseli.

[8] Paralel Evrende Yaşamak, Uzay Belgeseli.

[9] Jean-Paul Sartre: Varlık ve Hiçlik, sayfa 137.

[10] ScienceDaily, Gerçek Bilim https://www.gercekbilim.com/coklu-etkilesimli-paralel-evrenler-teorisi/ .

[11] Carl Sagan: Karanlıkta Bir Dünyada Bilimin Mum Işığı, sayfa 49.

[12] Stephen Hawking: Kara Delikler ve Bebek Evrenler, sayfa 36.

[xiii] Brian Greene: Evrenin Zarafeti, sayfa 188.

Kaynakça:

Kitaplar:

Brian Greene: Evrenin Dokusu: Uzay Zaman ve Gerçekliğin Dokusu, Tübitak Yayınları,  Birinci Baskı: 2010-12-01, Ankara.

Brian Greene: Evrenin Zarafeti, Tübitak Yayınları, Ankara.

Nietzsche: Ecce Homo, YKY Yayınları, Çeviren: Can Alkor, Ocak 2000, Istanbul.

Yuval Noah Harari: Homo Deus Yarının Kısa Bir Tarihi, Kolektif kitap, 1. Baskı, İstanbul, sayfa 429.

Carl Sagan: “Kozmos”, YKY Yayınları, 3. Basım Ekim 1998, İstanbul.

Carl Sagan: Karanlıkta Bir Dünyada Bilimin Mum Işığı, YKY Yayınları, 3. Basım Ekim 1998, İstanbul.

Stephen Hawking: Ceviz Kabuğundaki Evren, Alfa Yayıncılık, 2002, İstanbul.

Stephen Hawking: Büyük Tasarım, Doğan Kitap, 7. baskı / Nisan 2012, İstanbul,

Stephen Hawking: Zamanın Daha Kısa Tarihi, Doğan Kitap, 1. Baskı: Ekim 2006, İstanbul.

Michio Kaku: “Geleceğin Fiziği”, Çevirmen: Hüseyin Oymak, Yasemin Saraç Oymak,Odtü – Popüler Bilim Dizisi, 2016, Ankara.

Michio Kaku: Olanaksızlığın Fiziği, Odtü Yayınları, 3. Başım: Ekim 2015, Ankara,  sayfa 335.

Michio Kaku-Jennifer Thompson: Einstein’dan Ötesi, Odtü Yayınları,, 5. Basım Mart 2016, Ankara.

Bilgi Bilinç ve Yapay Zekâ.

Jean-Paul Sartre: Varlık ve Hiçlik, İthaki Yayınları, 4. Baskı, Kasım 2011, İstanbul.

Richard Feynman: Fizik Yasaları Üzerine, Tübitak Yayınları, 2000, Ankara.

Bertrand Russell: “Felsefe Sorunları”, Kabalcı Yayınevi, Üçüncü Basım: Kabalcı Yayınevi, 1994.

Jean Baudrillard: Tam Ekran, YKY Yayınları, Çeviren Bahadır Gülmez 2. Baskı:İstanbul, Mart 2002.

Jean Baudrillard: Simülakrlar ve Simülasyon, Çeviri: Oğuz Adanır Doğu Batı Yayınları, 6. Başım: Ekim 2011 Ankara.

Michel Foucault: “Kelimeler ve Şeyler”, Bölüm: Vİ, İmge Kitabevi Yayınları, 2, Baskı: Ekim 2001,

Martin Heidegger: Varlık ve Zaman, Agora Kitaplığı, İkinci Baskı Nisan 2011.

Martin Heidegger: Zaman ve Varlık, A Yayınevi, Şubat 2001, Ankara.

Belgesel Filmler:

“O Futuro da Vida em Um Milhão de Anos”, Portugues, You Tube.

The World’s Future in 2100 – An Amazing Future for Humans, You Tube.

O futuro da humanidade, Yuaval Noah Harari, You Tube.

Robô diz que quer destruir Humanos.

Michio Kaku: The Future of Humanity, You Tube.

Two robots debate the Future of humanity

Viagem no tempo,

Michio Kaku Sicim teorisini Açıklıyor videosu, You Tube.

Venüs Gezegeni Türkçe belgesel.

Samanyolu Galaksisi, YouTube.

Gelecekte insan ve teknoloji National Geographic belgeseli.

Nat Geo, Geleceğe Doğru Akıl Karmaşası ve Belgesel Kuşağı.  You Tube.

Comparação do tamanho das Estrelas 2

Big Bang Nat Geo Uzay Belgeselleri.

Zarif Evren Sicim Teorisi Belgeseli, 19 de fev de 2018.

Stephen Hawking ve her şeyin teorisi,

Zamanda yolculuk yapabilir miyiz Stephen Hawking ile National Geographic

Gelecekte insan olacak mı?, Yuval Harari, You Tube.

Paralel evrende yaşamak uzay belgeseli.

11 boyut ve Paralel Evrenler Evrenin Boyutları, You Tube.

Paralel Evrenler ve Rüyalar, Diğer Dünyalar Dejavu Popüler Bilim TV belgeseli.

Makaleler ve Haberler:

Hawking, Öldükten Sonra Tanrı ve Süperinsanlar Hakkındaki Nihai Tahminlerini Yayınladı, Peki Uzmanlar Ne Dusunuyor?, popsci.com.tr

Endüstri 4.0’a karşı Toplum 5.0’i gelecekte neler bekliyor?, Ilgin Yorulmaz, 20 Ekim 2018, https://www.bbc.com/turkce

Bilime Göre Varlık Nedir? http://www.felsefe.gen.tr

Vernor Vinge tarafından yazılan, “Yaklaşan Teknolojik Tekillik: Post-İnsan Döneminde Nasıl Hayatta Kalınır” başlıklı makale.

Yapay Zekâ Turing Testini Geçti, 9 Haz 2014 Güncelleme 06:44 TSİ, http://www.aljazeera.com.tr/

By John Wenz: Our first contact with aliens might be with their robots,  June 28, 2018, https://www.popsci.com

By Clay Dillow: How scientists will use artificial intelligence to find aliens, November 21, 2016, https://www.popsci.com

Humanity’s days are numbered and AI will cause mass extinction, warns Stephen Hawking, by Sean Martin, Nov 3, 2017, https://www.express.co.uk

“Two robots debate the future of humanity”, Sophia, an A.I. robot on The Tonight Show, You Tube.

The First ‘Robot Citizen’ in the World Once Said She Wants to ‘Destroy Humans’, By Chris Weller, Published on Oct 26,  2017, www.inc.com

Kardashev Ölçeğinin Kısa Bir Açıklaması: İnsanlık Gerçekten Ne Kadar Gelişebilir? – Fizikist

İnsan bedeni gelecekte nasıl bir evrim geçirecek? – Popular Science

https://popsci.com.tr/hawking-oldukten-sonra-tanri-ve-superinsanlar-hakkindaki-nihai-tahminlerini-yayinladi-peki-uzmanlar-ne-dusunuyor/

Sahte Videolar Üreten Bir Yapay Zekâ, Bildiğimiz ‘Gerçekliğin’ Sonunu Getirebilir – Popular Science

https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-45899776

Stephen Hawking’den yeni makale: Sıradan insanların sonu gelecek | Gazete insan, 18 Ekim 2018.

‘Tanrı parçacığı’ buluşu doğrulandı, bbc.com

tr.wikipedia.org

Kardashev Ölçeğinin Kısa Bir Açıklaması: İnsanlık Gerçekten Ne Kadar Gelişebilir? – Fizikist

Fas’ta Bilinen En Eski Homo Sapiens Kalıntıları Bulundu, Yazar: Erman Ertuğrul Tarih: 8 Haziran 2017,  http://arkeofili.com

Büyük Çöküş, vikipedi.

Adam Becker, Dergi- Evrenin sonuna dair dört teori, 16 Haziran 2015, https://www.bbc.com/turkce

Dijital diktadan korkun, Ece Piroğlu, 01 Kasım 2018 Perşembe, Cumhuriyet gazetesi, http://www.cumhuriyet.com.tr

Gates: İnsanlık yapay zekâdan kaygı duymalı, 30 Ocak 2015, https://www.bbc.com.

Robotlar, robot üretecek!, 30 Ekim 2018, www.gercekgundem.com

M Kuramı, vikipedi.

Fizikte Kriz: Süpersimetri CERN Testini Geçemedi, Kozan Demircan, 27/06/2016,https://khosann.com

Çoklu Etkileşimli Evrenler Teorisi : Bilim İnsanları Paralel Evrenlerin Varlığını ve Etkileşimini İleri Sürüyor, Gerçek Bilim, Oğuz Sezgin, 2 Kasım 2014, https://www.gercekbilim.com

İlgili Yazılar

Paralel Evrenler Diyarında

Geleceğin Toplumu: Sınıfların Farklılığından Türlerin Farklılığına

‘Gözetleyenlerin Gözetlenmesi’nden Kendi Kendini Gözetlemeye

Geleceğin Toplumu: Hiçlik, Gerçeklik ve Hipergerçeklik

Geleceğin Toplumu: Varlık, Hiçlik ve Gerçeklik

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

erol anar
error: Content is protected !!